27 Aralık 2009 Pazar

Ay; küstüm sana.



Kendini bilmez tavırların elbet bi sonu olmalıydı.

konunun içeriğini düşündükçe,içinden çıkılmaz hale gelmesi mutlak hadise.
aynı şeyleri beyinde yaşamak, kurgu dünyasının kapılarını aralamak gibi.
Akabinde; alışık olduğun düzenin, senin istediğin kurallar doğrultusunda yürütülüyor ve gerçeklikle bağlantı kurup, yaşadığın yaşamın kesintilarine yapıştırıyorsun hayal ettikçe...
Devam edersin herşeye. Sanki hiç birşey olmamış, kurduğun o mükkemel bina yıkılmamış gibi. Çaresizliktir nedeni.

Kayıpsındır hayatında.
Hatalar boynuna günah gibi zincirlenir.
Koparıp, kırıp,çözüp atamazsın, takılmıştır bi kere.
Gene de mutsuz olmak sonucunu doğurur, yine de ümit vardır sanki gerçeklere.
Herşey olmamış, tıpkı ilk günkü gibi saftır benliğin...
Çare yoktur baştan olmaya ama kabullenmeyede gücün yoktur.
Ölüm-hayat denen o ince çizgide durup sorgularsın geçmişi.

Olun olmuştur giden gittiği gibi...
Bir müddet sonra bakmışsın etrafına olduğundan uzak, başka yerdesin.

Kendinden herşeyden uzak ama benliğine yakın.
Yazık...

6 Aralık 2009 Pazar

Mut(suz)luluk


tenimi gören aynalarda ekşiyen surat görmek istemiyorum.son gündem maddemiz farklı değil ki hep bu işte.
" kızım mutlu olsana sen.güneş dolanıyor etrafında ölüme her gün bir adım yaklaşıyorsun. fani dünya olacak bunlar elden çare gelmez. sineye çek artık fazla büyütme. birgün unuttuğunda eminim kendine söveceksin. gayet tabii. hayat kopuyor hep bir yerinden ve sen tekrar acıyacaksın ansızın..."

Yazmak nasılda iyi geliyor bana.Seviyorum böyle içimi dökmeyi. ben yaratıyorum cümleleri:)
herkes ölecek bende tabi ki ama bedenlim girse de soğuk toprağa, bu satırlarda yaşıyor olacağım. bunu bilmek güzel.

~Yeni bi sayfa mı, yeni satır mı?

21 Kasım 2009 Cumartesi

Dinle uzaktan.


Kendini bilmez tavırlarında elbet bir sonu olmalıydı.

Konunun içeriğini düşündükçe içinden çıkılmaz bir hale gelmesi mutlak hadiseydi. Aynı şeyleri beyinde yaşamak, kurgu dünyasının kapılarını aralamak gibi. Alışık olduğun düzen, kendi yarattığın yeni dünyanın senin istediğin kurallar doğrultusunda yürütülüyor akabindede ve gerçeklikle bağlantı kurup, yaşadığın yaşamın kesintilerine yapıştırıyorsun. Çaresizliktir nedeni. Mutsuz olmak sonucunu doğurur yinede ümit vardır sanki. Bir gün bakmşsın, bilmediğin yerdesin; kara delik. Yok oluşlar diyarı, mutsuzluk parkı. Bitiremediğim çümleye üç nokta koymaya kara verdim. Sonu belli değil ama yeni satıra geçme fikri daha cazip.

İçimdeki onu öldürdüm.Evet evet, bende katilim. Suçlu değilim ama böyle daha iyi ve mutluyum :):)


Dostluk herşeyden önemli. Dostlar siz çok yaşayın:)

1 Kasım 2009 Pazar

Gitsene



Hayatımda önemli yere koyduğum insanlar için kimse olmayı yediremedim ben kendime.
Eğer içmde anlamdırıyorsam onu, ondada anlamlaşmış olmalıyım.
Görünmez iplerle sarmışımdır ruhunu ruhuma ve saklamışımdır sevgimi derinde.
Görmezler, bilmezler içimi.
Ayrım yapmadan nasılda içime alıp büyütmüşüm sizi. Nasılda böyle bi hata yapmışım.
Asıl hata aslında herkezi kendim gibi bilmek.
Saflık bu olsa gerek.
Ama benim yapım bu.
Evet gene aynı hataya gene aynı şekilde yapıcam.
Yanlış zamanda, yanlış yerde, yanlış kişilerle.

31 Ekim 2009 Cumartesi

Film.

Pembe dizi sanıyordum hikayemizi. Hani kızımız sevdiği adamı kurtarmak için o dünyaları vaat eden adamdan ayrılır. Ya kötü bi adam vardır küçük beyi öldüren yada daha baska bişi işte. kızmız herşeyden vazgeçer ve o adamı elinin tersi ile bi tarafa iter içi acıya acıya... Adamın başına dünyalar yıkılır tabi dünya beş para etmez artık. Ölüm düşüncesi ona bişi ifade etmiyordur. Seviyorsa tabii:) ölene kadar sever vazgeçmez sonra bilindiği gibi mutlu son işte. birleşirler v.s... Öhöhöm şimdi konuyu şuraya getiricem bizim hikayemiz böyle değil tabi. Herif beni terk etti evet bunu yaptı. Küfür edicemde harcadığımız o oksijene değmez. Oysa bi zamanlar o neler ederdi benim için. Ne hayallerim vardı onunla. Yazık kendimi kandırmışım. kendimde şuçu bulmuyorum artık. bazen sorumlusu birazda benimdir diye düşünüyordum. kendimi aptal düşüncelere boğmaktan bi işe yaramıyordu tabi. düşüncelerimde aksi gibi yenilerini türetiyo. kendimi gittiğine alıştırmaya çalıştım. ama heryerde ondan bi parça var gibi. bi anı birşey işte. msn gördüğümde "acaba yazacak mı bişi?" diye düşünmekten alamıyordum. (-dum) . beni aptallaştıran aşkı suan beni iflasa getirdi. içimdeki onu koparıp geçmişimde bırakamıyorum. bugun olanlarda üstüne tuz biber oldu. msn açtım ve o nick görünce kapatmam bir oldu. ama yanlış görmemiştim orda yeni bir kız ismi vardı. kız ismi onun isminin yanında sıratan bi isim beni nasıl incitti bilemezsiniz. beni bile öyle yazmamıştı. bir hiç artık. hiçliğiyle kaybolunup silinip öylececik gitse bendende. Untmak nede zor böyle :/

Gölgende yok üzerimde...

26 Ekim 2009 Pazartesi

ditti bitti :(


Hatun taş gibi abi. yanında dursak fare gibi kalırım sanırım :F. kader meselesi belkide bu bedende yasamak. böyleside insanı depresyona sokar. o kaş o endam o tahrik edicilik *-* ölmeden mezara gir gibi ... resimde ne görüyoruz şimdi. kadın afet masallah anneme böyle gelin vermesin allah yırtarım o ağzını :F kıskanırım lan banane *-*
neyse...
aşk en büyük acı anacım. hiç birşey bu kadar kalıcı acı vermiyo. çözüm ne mi? ya yeni biri yada git patlak o kafayı! düşünceler beynini kemiriyo sevgin hala damarlarında zehir gibi dolasıyo. zaman herşeyin ilacı derler ya bazen bu doğru olmuyo. zaman bazen umut demek. onun tekrar döneceği, gene eskisi gibi o sımsıcacık sözleriyle kendinden geçiceğin gibi gelir. olmuyacak şey değil. (gerçekten seviyosa...) yine aynı şeyler yasıyacaksın artık birbirinizi heryönden tanıyorsunuz. sarfettiğiniz sözler silinmedi duruyo aklınızın bi köşesinde rafa kaldırlmış vaziyette. kandınız işte aşka gene tutsağı oldunuz onun elin kolun bağlı bi kere. ask çeşitlili yönünde pek deneyiyim yok. aşktan hep kaçtım aslında. haklı olaraktan yeni farkediyorum. aşk birine körü körüne bağlanmak ve aptallaşmak. onun tek güzel sözüne kanmak. galiba kuyruk acım var..
devam ediciğimm..

23 Ekim 2009 Cuma

üzüldüm yine.


Katlanmak zor geliyo artık olanlara. güvenmek kadarda önemli birşey, yeni fark ediyorum. biraz safım sanırım. buna kanaat getirdim. olurlara olmazlara inanıp üzerine hayallerimi kuruyorum. umut yok aslında olanlara. keşkelerle yetinip inandırıyoruz akıllarımızı. seviyoruz sonunda acı olduğunu görerek.
en büyük hatayı burda yapıyorum. bi gün bitecek olan ilişkiye hayat vermeye, devam ettirmeye çalısıyorum. ben daha neyine güvenipte bunlara kanıyorum ki. erkeklerin sevgisine inanmıyorum bunları gördükçe. hepside aynı imalat. kullandıkça kendine geliyo sanki. önüme düzgün biri gelmediği için bunları düşünüyorum belkide. yaşım bunları düşünmek için henüz erken tamam. ama mutsuzluğu yasamak içinde erken değil mi? ben bunları hiç ama hiç hakmedim okuyucu...



hayal ettiğim sevgi daha ne kadar uzakta ? lan elmanın yarısı nerdesin? bekleyimicem daha fazla ,gel bul beni yoksa kasınmaya baslıcam hatta bak elden ayaktan kesilicem :F torun sevecek yaşa geldiğimde seni bekliyo olmıyım küfür ederim bak :F

(Cıvıdım tamam...)


Heryerimden vıcık vıcık yalnızlık akıyo. sildikçe heryerime bulaşıyo sanki. içimede işliyo derince. ölmemi emredercesine etimi kemiriyo acıtarak...


Böyle mi olacaktık ey sevgili...

9 Eylül 2009 Çarşamba

Sörf yaparken boynum tutuldu.(internette tabii)

Ben yazmayı pek beceremem. Hatta suan günün özelliği nedeniyle yazıyorum. başı olmadan başladım. Sonunu getirmeyi becerebilirim umarım. Yazılarımın bir gün okunacağını umuyorum nan. Mimlenmek istiyorum. Sorulara aptal aptal cevaplar vermek istiyorum... Hehehe olucak sanırım. İnsallah. =)=)

090909 güzel bir gün. Geçen senede 080808 de bi kutlama yapmıstık. Milletimiz öyle bu tarihlere o kadr tapıyo ki hatunlar bugun doğurmk için hastanede sıra bekliyo hatta dünden gitmiş yer kapmış insanları bile olabilir. Adını "Mürüvet" koyun lan=). Adım mürüvet değil tabii ama annem bana mürüvet diyo:P neyse konuyu değiştirmeyelim. Bugun evlenenlere de sesleniyorum o aklınızı öpeyim. bnde 11,11,11 evlenicem. yok yok ben yazın evlenicem böyle tongaya düşmem. Nan herif ben yaz gelini olcam elimdeki kır çiceğini el değmemiş tazelerin kafasına fırlatıcam. Başları göğe ersin .

neyse devamı baska güne. bitiremedim zuhaaa:P

27 Ağustos 2009 Perşembe

Doktor "Paranoyak" olduğumu söyledi. Hı?


Son günlerde paranoyaklığım tuttu. Her bi boktan bir şey çıkarıyorum. Düşüncelerim ama nasıl kayıyor hayret doğrusu. O öyleyse su bu böyle olur, yok şöyledir ya, aaa ya öyleyse? Lan kendine gel!. Günden güne içten tahrip ediyorum lan kendimi. Bu böyle derken derken herşeye bi kulp bi bok sürdüm. Geber git kurtul yani. Ahh ah kafayı mı yiyorum ne? Hep o domuzun yüzünden abi. Düşüncelerimi bir bir anlatasım varda çıkmıyo işte parmaklarımdan...

Ayrılcağımız günü merak ediyorum acaba nasıl bitecek bunu düşününce içimde bir fil oturuyo. Lanet olası...


15 Ağustos 2009 Cumartesi

Bugün doğum günüm benim,
Maskemi taktım ve katıldım insanların arasına.
İ
nsanın içi kan ağlarken maske ile gülebilmesi ne güzel bir şey değil mi?
İ
çin için yanarken içindeki ateşin sönmüş gibi görünebilmek ne güzel değil mi?
Adım adım dolaş
tım bugün sokakları her köşesini gezdim bugün.
Eksik bir ş
eyler vardı aslında yanımda istediğim ama olmadı olamadı.
Böyleydi bundan sonra kabullenmeliydim bunu.
Bugün benim doğ
um günüm ve yalnızlığımı yaşamak üzere çekildim şimdi köşeme.
Sıkıldım insanların arasında maske ile dolaş
maktan.
Sıkıldım artık beni anlamayanlara kendimi anlatmaktan.
Gene gözyaş
larım ve ben başbaşayım.
Herkes cıvıl cıvıl dolaş
ırken o yerlerde hani onunla beraber gittiğimiz yerlerde.
Ş
imdi onun yokluğunda ben bu hale geldim.
Bugün benim doğ
um günüm ve ben ilk defa bir doğum günümde ağlıyorum.
Ne yalnızlığ
ıma ne de başka bir şeye ben sadece onsuzluğa ağlıyorum


-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-

Reşit oldum nayn :D sevinsem mi depresyona mı girsem ne yapsam:D neyse girdim işte. Her yıl gibi olağan oldu doğum günüm. Üniyi kazanamamamında bi yan etkisi vardı zaten. Bİ burukluk bi acı... Öyle enterasan bi durum. Gece tabi 12'ye geliyo saatimiz ya tlf yanıma aldım. Zeka küpü:p kimler msj atcak kim arıcak^^ haha :D Eleman kutLadı ilk sayılır konustukta. Beni mutlu etti dedikleriyle. Ne kadar gerçekçi gelmesede... Zaman geçiyo onunla. Olmayacak şeyi oldurmaya çabalıyorum sanırım. Ne kadar olabiliyorsa. İçimden sona yaklaştın diye bi his geçiyo. Öyle, öyle. Sona geliyoruz...


3

2

1

Booom!!

Bi anda olsa beni mutlu ediyo ya:)

6 Ağustos 2009 Perşembe

Yazı yazmak gerek.


Millet harıl harıl yazıyo ben iki kelimeyi yan yana getiremiyorum. Neden acebea???


Erkekler neden 1'le yetinmez 3 5 7 ister? Merak ettim. Bir kişi neylerine yetmiyo? Sevmek bu kadr mı zor abicm. Donuna kadar sırıl sıklam sevsen ne oluyo erkeklik duyguların mı basılıyo hiç anlamıyorum. İllaki bizde aldatıcaz adımızı o.. çıkarıcaz. İnsanı salak yerine koyuyorlar ya. Hı hımm kuyruk acım var 2 dene. Anasını sattığımın dünyası yaaaa. Seviyoruz vuruluyoruz. Değiyo mu kadr sevmeye hı?


Değ mi yoooo!!!

Öhömm...

Şuan takıldığım bi çocuk var. Adında meymenet yok herifin. Kütük'm diyorum. Hoşunada gidiyo ne hikmetse...

Ayrıldık...O kadr hayalim uçtu gitti bitti yani. Soğudum belkide. Herşeyin eskisi gibi olması zor... Gerçekten çok zor. Bitecek elinde sonunda.
Bitecek kökünden....

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Böcükkk


Sıcaktan pişik olduğumuz o günlere nihayet döndük. Kışın kıçımız dondumu biz yaz gelse deriz soyunup dökünsek v.s şimdi diyoruz bi kar yağsada atkımı beremi takıp çocuklar gibi eğlensem. Sıkıldım lan! Çekilmiyo vallahi. Bide gece olup sineklerin hain saldırısına uğramak fena oluyo açıkcası. Adiler :( bnm gibi kızı nasıl yerler .p

Yaz oldu geldi bi tatili hak ettik kanımca. Çantamı gözlüğümü alıp güneşlenmek gerek. Nil'in bi şarkısı vardı ordaki gibi:

"Ben bu yaz bronzlaşmak kendimle uzlaşmak..."

O görünüşe boyanmam gerek. Az kaldı az. Sabredicem. Yazlık gibi bizim bahçeli müstakil eve gidiyoruz ama bu aprt. dairesinden iyidir yahu. Ağaçlar kuşlar böğürtlüböcekler haa kurbaları unutmamak gerek(: Evimevim güzel evim hesabı. Bahçede ne ararsan var babamın aklına girip kivi bile diktirdim. Kivi demişken kivilerin hayatı güzel. Dişisi ve erkeği yan yana olmalı polenler yüzünden vel hasıl şahane :D Ne güzel yaratılmış hayranı oldum. İlk meyvesini yiyemedik evlatlar küccük daha (: Neyse işte böyle...

Bugun bnm eski elemanın doğum günü bi kutlama msjı atıcaktım ama numarasını unutmuşum. Gerekte yok zaten düşünüyorumda...

*Ama bnm adım BaL Böceği bekleyemem ben bu geceyi
gelirdi koynuna girerim ama sonrada batırırım iğnemi:P

8 Haziran 2009 Pazartesi

Gül(me)meli miyim?

Bir insanın hayatı eminim benimkisi gibi abuk geçmez. Ne ottan boktan şeylerle uğraşıyorum. Ayy, nasıl bir kızım ben...  (cık cık cık..) Bu ben değilim ki. Hayat uzun, kuralları yıkmalıyım!...


Dünyaya nasıl gelirken bize sormadılarsa; şimdi de aynı konu, aynı şeyler. Kendi hayatım değil bu. Benim iplerimi salmalılar ki 'kendi' ben olayım. Ya insanın hayatına bu kadar karışılmaz ki yahu. Nefesime bile karışacaklar neredeyse. Bu kadar baskı beni aşıyo, beni zorluyor. Yaşam kelimesini anlamdıramıyorum ve nefes almak yemek yemek (gibi) kadar zor geliyor. Ölümüm yakın olcak uzun yaşamayacakmışım gibi hissediyorum. Doğduğumda kim vardı yanımda, annem mi? Evet, evet o vardı! Geldim yanımda, gittim yanımda olmalı.. Ama bu hayat onun pamuk ellerinde sol bulmalı. Psikolojim alt üst, hiç iyi değilim. Ama bilseniz nasıl yaşıyorum... Babam kendi kanunları üzende durduruyo beni o yok bu yok onu yapma bunu yapma. En büyük korkumda ileride onun gibi olmak. Böyle bir ailenin ferdi olmak hiç mi hiç istemezdim... Lanet olsun bu kız ben değilim!

7 Haziran 2009 Pazar

İçiyorsam sebebi çok!





















Çok enerjim çok
Cildim güzel çok
Sağlıklıyım çok
Neşeliyim çok
Dişlerim beyaz
Dudaklarım kiraz
Yine böyle çok
ÇOKUM İŞTE ÇOK!

İçiyorsam sebebi çok!
xD xD

Bayıldım Nil'e. Elbisesine falanına filanına(:

5 Haziran 2009 Cuma

cır cır cır

Blog yazmak için kullandığım temel konu nedense hep hayat oluyor(: Çok mu çekiyorum ama benden daha kötü durumda olanlarda vardır değil mi?
Tabi tabi öyle yahu. İnsan kendi kendini mutsuz yapar mı be yapıyorum vallahi anam anam x) Dört duvar arasında kalakaldım dışarı fırlama gibi bir manyaklığımda yok sabahtan aksama kadar kıçımı devirip yatmak istiyorum. Tavuk gibi düşünüyorum evde be. Neden diye soracak olursak ta ‘saflığımdan’ ötürü. Saflık doğru kelime olmaz ama insanları kendim gibi bildiğim için. Hep aynı hataya düşüyorum. Ama öyle olmasa insanlara nasıl insanca davranabilirim ki? Ama tokatı yiyince aklım başıma geliyor ne yazık ki. Kuyruk acısı olunca dilin kemiği olmuyor açıkçası. Zamanı değil belki daha sonra anlatılırım acımı(:
Güncel haber: xD
ÖP BENİ KOCAMAN :p




































Öpüşmek sadece aşka davet değil; aynı zamanda yaşamsal bir ihtiyaç. Bebekken bile annemizi sadece aç olduğumuz için emmezdik. Normal bir yetişkinin sağlıklı bir psikolojik yaşam sürmesi ve bağımlılıkların tuzağına düşmemesi için gün içinde pek çok kez öpüşmesi gerektiğini biliyor muydunuz? Sık sık sevgiyle öpüşenlerin bünyeleri daha güçlü oluyor, kafaları daha çok çalışıyor ve bu insanların sezgileri diğerlerine fark atıyor.

Bende bende bende X)

4 Haziran 2009 Perşembe

Kıçını kırdığımının Öss'si...












~Aklıma işgal eden sorulardan kurtulmak istedikçe yeni soruların hücumuna uğruyorum. Bu durum,bitmek bilmeyen bir karşı koyuşun/arayışın ortaya çıkmasına neden oluyo. Günden güne beni bitiriyo. Bu sebeple gelecek derdine düşeceğime; günü kurtarma telaşına girdiğimi farkettim. Sonuç olarak bu durum bazı şeylerden vazgeçmeme sebep oldu. Duvarımda yazan o güzel söz(ler)le irkildim.

-irade ederek
-isteyerek
-savaşarak.p
-acı çekerek
-fedakarlık ederek
-çalışarak
-heves ederek
-umut ederek
-severek
-gerektiğinde uykusuz kalarak
-Bazı şeylerden vazgeçerek

Başarıya Ulaş!

//İstersek olur bence.

3 Haziran 2009 Çarşamba

Öp beni!

Öss denen o hayat dönümüne çoz az bir süre kalmış. Hı-hımm öyle öyle. Az kaldı yahu. 10 gün *-*.... Şaka gibi. Daha dün diyorDum 6ay var diye nasılda geçmiş hayret birşey :/

Denemelerim hala devam ediyoR. Bir güN türkçe iyi oluyo; bir gün matematik. Öss bakalım ne olcak. Daha adam akıllı fen yapamadım ve 10 gün var. Kazanamıcam belli işte:/ Şu matematikte yaptığım netleri fende göremedim. Yazık banaaaaa böhüüüü*

Haa bu arada :D Öss sınavına nerede gireceğim belli oldu ^^ İmam hatip Lisesi hahaha xD ay buda geleckti başıma. Sevineyim mi üzüleyim mi bilemiyorum ya:D Şanslı gelir umarım... Hııı şöyle bir durum var ben mi ona gircem o mu bana? o.O Valla tamda lisesi çarpılır mıyım ki? .p Ben abdestimi falan alayım Allah muhafaza .p

Sağ yukarıya bir baloncuk koydum ve hayalimi çekelim biraz(:

-Vayyy bu muydu sınav bu denemelerden daha basit ayol. Ayy öss'yi de geçtim inanamıyorum :P Evet tatil zamanı Güneş-Kumsal-Deniz üçLemi wuuwww! xD o kadar stresten sonra iyi gelicek... Tatilde bitti neydi o yakışıklılar .p Sınavlar 2 gün sonra açıklancak düşündükçe heycan basıyo yahuuu... Kardeşim bebeğim TC bu hadi aç bakalım. Açılması zor ama... Hadi gözümü kapadım *-* kap puan?

-329,25 puan ( bağrışmalar, yırtınmalar v.s)
-Kaç kaç kaç? neeeeeee
-Tamamdır Ablammm snide gönderiyoruz
-Şeyy.. Ya ben neydi ay biliyodum ben yapar diyordum anam bana birşey oluyo o.O

Yerleştirmelerde belli oldu. ....... Üniverstesi kazandım evet kazandım. Hoşçakal hükümet konağı merhaba özgürlük ve Bnm hükümetim.p Baba eli yerine kredi kartı, Anne azıcık daha zaman ver gelicem yarım saate yerine ' annişkom takılıyoruz giderim elbet' ....... Ayyy süperrr!

:(ÖSS GEL GIÇIMI YE!

31 Mayıs 2009 Pazar

Şimdi bir tek sen mutlusun...(alıntı)


Unuturum sandım. Unutup, belki de arada hatırlayıp gülümser sonra kaldığım yerden dakikama devam ederim -sandım.. Mezarının yolunu unuturum bir sabah, günler aylar geçse de hatırlamam belki sandım. Motorumuzu, koltuğumuzu, 'şşşş kalbim uyyoooğ sus' demeni, su içerken kurbağa gibi ses çıkardığını, dünümüzü, planladığımız yarınımızı unuturum..
Seni ölürken görebilseydim, o balkondan nasıl düştüğünü, yığınlarca kez 'Atlamadı! Düştü! mü acaba' diye düşünmeyi bırakıp yaşamaya zaman ayırabilir miydim? Yoksa görseydim gözümün saniyelik hareketlerinde tekrar tekrar canlanır mıydı o sahne? Delirmeme engel olabilecek bir tavsiyesi var mı dünyanın? Bu acıyı söndürebilecek bir yağmur, aklıma düşüp her salisemde beynimi meşgul edecek başka bir düşünce, ya da burnumun direğini sızlatan başka bir koku, kız kardeş misliği, pembeliği var mı yaratılan binlerce şeyin içinde?
Dayanmak çok zor biliyor musun? Hele ki beni bilerek bu lanet kokuşmuşluğun içinde tek bırakıp gidebileceğin duygusuna dayanmak çok çok zor. Altı ay oldu. Aslında gününe, saatine kadar sen gittiğinden beri kaç ölüm zamanı geçti biliyorum 'unutmaya çalışıyorum işte bilmiyormuş gibi yaparak' ..
Ne yapmam gerekiyor? Elim kolum bağlı. Eğer cidden canına tak ettiyse bu dünya ve kendi isteğinle bıraktıysan kendini o balkondan, öldürmem gereken insanlar var! Hemde birden fazla. Yok eğer değilse, kusmak için çıktığın o balkondan düştüysen eğer vazgeçmem gereken bir hayat ve inanç var önümde.. Sahi kusmak için neden balkonu seçtin melek kokulum? Tuvalete gitseydin oysa, ya da annenin sonra yapacağı 'naaaaaptın sen' diye çemkirmelerine aldırmayıp kusuverseydin p'nin yada b'nin kafasına, salonun orta yerine yada ne bileyim onun gibi bir şey işte. Haaa p ve b seni çok özledi bebeğim, sen gittiğinden beri ciyak ciyak miyavlamıyorlar.. Sanırım onlarda ölecekler mama yemiyorlar pencere çıkıp erkek kedilerle cilveleşmiyorlar.. Annen zaten yaşamıyor diyebilirim, babanı ise bilmiyorum. Aslında hiç haber gelmiyor ondan.
Söylesene çözüm ne? Ölüme sunabileceğin bir çözümün var mı? Bencillik değil mi bu yaptığın, oysa kişilik olarak hiç bencil de değildin sen. En azından anneni düşünürdün, babanı.. Anlamadım. Bedelini bu acıyla ödeyeceğimiz ne günah işledik ki biz?
Ağlıyorum. 'baaadem gözlerine kıyamam' diye beni şımarttığın o günler nerede şimdi? Yalan mı söyledin? Gittiğinden beri gözlerimin yerinde kırmızı, etrafı mor bir çukur var çünkü.
Annenle baban gittiler bebeğim o evden. Nereye gittiklerini söylemiyorlar. Belki çok uzaklara kaçmışlardır. Bende kaçabilsem keşke.. Ha ne diyordum gittiler o evden buram buram mis çilek kokunu duymamak için sanırım. Ama ben çok özledim o kokuyu.. Bir tek ben mi benzetirdim kokunu çileğe? Sanırım öyle çünkü bunu sana ilk söylediğimde canımın aşırı çilek çektiği bir kış akşamıydı. Ama olsun çilek kokuyordun sen. Odana girmeliyim, tüm elbiselerini giyip senmişsin gibi bakmalıyım hayata.
Yokluğun günden güne büyüyor meleğim. Beni de hapsediyor içine. Küsseydik hiç konuşmasaydık keşke.. O zaman yokluğunun canıma tak ettiği sırada dayanıverirdim kapına, suç sende olsa da yalvarırdım 'Beni sensiz bırakma' diye. Oysa Cennetin kapısına dayanamıyorum şimdi. Sahiden hani o söz verdiğin bal tadındaki meyvelerden bir tabak yaptın mı bana? Hangimiz daha önce ölürsek o diğerini elinde meyve tabağıyla bekleyecekti. Bizim evde sürekli bir tabak var öyle, içinde muz, çilek, kivi, çağla badem var erik çıksın onu da koyacağım.. Belki gelirsin ha bir gün? Gelir de yersin o çok sevdiğin meyveleri yine kalın dudaklarını büzüştüre büzüştüre..
Dayanacak gücüm kalmadı bebeğim. Kardeşsizlik gırtlağıma kapıştı kör bir sülük gibi.
Söyleyin bana şimdi.. Çözümü ne bu işin?

Sen varken hepimiz mutluyduk.. Şimdi bi tek sen mutlusun Sensizlik gırtlağıma yapıştı iyice. Öksürsem, deli gibi öksürsem.. Günlerce, aylarca yıkasam boğazımı.. Gitsen. Yok ya da hiç gitmesen. Hatta hiç gitmeseydin keşke Kardeş Kokulum. Hani insanın en mutlu olduğu anda birşey düğümlenir ya nefesinin sesinin tam ortasına, ya da koskoca olmasına rağmen küçük bir bebek gibi anne kucağında uyumaya çalışırken, birilerinin soğukta üşüdüğünü düşünür ya insan.. Düğümlendin bende pembe kardeşim, Kalbimi buluşacağımız güne kurdum, o zaman nefes alabileceğim tekrardan. Yaşıyorum evet, sadece kahveyle, çayla, kederle, ölümle, ruhunla. Sana 'Asla başlamayacağım' diye söz verdiğim sigaraya gider oldu elim. Ama yok meleğim emin ol başlamayacağım. Her cümlem senin isminle bitmek zorunda mı diye düşünüyorum bazen. Ya da şu yaz mevsiminin başladığı günlerde kokunu benzettiğim ve yemeden duramadığım çilekten bucak bucak kaçmak zorunda mıyım? Televizyonda çıkan ya da arkadaşlarımın annemin mırıldandığı her kederli şarkıda ağlamaya başlamak zorunda mıyım? Evet! Sen öldün ya artık kötü olan herşey zorunluluğum benim. Düğümledin nefesimi bebeğim. Açamıyorum o düğümü, yaşayamıyorum. Sanırım bu acıyla, güzel olan her anda aklıma gelen yüzünü gözümün önünde canlandırdığımda içimde kopan o fırtınayla ve et parçasıyla yaşamaya alışmak zorundayım. Yaşamaya çalışmaya alışmak zorundayım ben aslında. Sen gittikten sonra yaşamaya çalışmak zorundayım!

Cuk



















hayat bos gelırdı ya.
sıkılırdık ya.
sıkayet ederdık hep.
mutsuzum derdık.
soyle olsun,boyle olsun derdık.
aglardık ya en ufak seylere.
adımızın varoldugu kımsenın bılmedıgı guzel sokaklar vardı.adımız vardı ama kımseler yoktu.
gızlı kapaklı kalbımızın ıcınde acıyan bırı her zaman vardı.
ne zaman gulup ne zaman aglıyıcagımız hıc bellı olmadı.
her gun gulmek ıcın bı sebebımız vardı.
kımı zaman durgun,kımı zaman yorgun kımı zamanda atılan kazıklara hesabını sormak ıcın olan mucadeleler vardı.
sabahları hep bırlıkte uyandıgımızda gunesın bıle veremedıgı bı sıcaklık vardı.
hep hayalını kurdumuguz dagınık ama guzel yasam vardı.
bızım hayalımızın yasadıgı kımsenın olmadıgı duygularımızın sınırsızca kol gezdırdıgı yerler vardı.
böyleymısız bız.
dagınık ama guzel-serserı ama ıcten dostlar.
bos ama keyıflı-sıkıcı ama komık zamanlar...

30 Mayıs 2009 Cumartesi

Bam bam bam!


Ne garip hayat… Bütün her şeye rağmen devam ediyor. Bütün acısıyla tatlısıyla seni yaşadığına ikna ediyor. Ama sebepsiz, nedensiz ve sonuç yok!

Hani bir seveniniz olur. O seni her zaman sever, senin olduğunu bilirsin. Sana değer verir önemli biri olduğunu hissettirir. Öyle olur ki; hayatının bir parçası oluverir zamanla. Yaşamsal organınız. Kalbiniz olsun(: İkinci bir kalp beraber olduğunuzda tıp tıp atan, yerinde durmaya Artık sizin o (: Bir gün olur atmaz. Aaa? Ne oldu? Atıyordu ya nerde hı? Attan düşmüşe döndünüz ama ne yazık ki elini verip kaldıran yok. Öylece kalırsınız onsuz.

İşte öyleyim şuan yaşıyorum eksik ama. Bütün organlarınız dursa hani o atardı. Daha hızlı çarpardı. Mutlu ederdi. Şimdi ne oldu? Atmasını istersiniz tekrar tabi. Ama atmaz. Elinizden bir şeyde gelmiyor ki. En kötüsü de şudur ki; herkes gitse gitmez derdiniz onun için. İyi tanırdınız onu her şeye göğüs gerdiniz onun için ama değmiyor işte. Herkesten sakındığınız insan size acı ve nefretide sunuyor. Ne kadar acı…
‘’ Ne kaşar olun can yakın, Ne piç olun can acıtın! ‘’

Ayyy ne kadar sıkıcı günler. Öss yüzünden psikoloji denen birşeyde kalmadı zaten. Önceden derlerdide ben pek aldırış etmezdim. Harbi öyle ya. Sıkıntı yapıyo beni benden alıyo. Oturuyorum deli gibi bi noktaya odaklanıp düşünüyorum. Sınavdan bi başlıyorum düşünmeye ölümüm nasıl olacağına kadar düşünüyorum. Sanırım deliriyorum xD.

Sabah 7:30 civarı gözlerimi açıyorum. Bakınıyorum etrafıma. Gözlerim kapanıyo mu ne? Vuruyorum kafamı tekrar yastığa. Akşam yatmadanda test kitaplarını başımın ucundaki masada. Kalkıyımda erken ders çalışıyım düşüncesi ama her defasında ' Off ne çalışması şimdi kızım? Azcık daha uyu hadi...' diyerekten gömülüyorum gene yatağıma. Evet! saat 8:48 (valla ciddi böyle o.O ) annem odamın kapısında;

- Küçük hanım dershaneniz yok mu?
( Her gün bıkmıyo böyle sormaktan. Basit 9:30'da başlıyo)
- Var annem. Kalkarım şimdi.
- Dershanen kaçtaydı senin?
- Anne! Off! 9:30 başlıyo. Denemem var bugün.
- Kızım çalış bak şurda ne kaldı öss.... falan filan...
- Ayy anneeeeee! Git başımdan offf öss falan girmicem ben!


İşin ilgiç yanı aynı monotonluk aynı konuşmalar oluyo . Arada öperek uyandırıyo falan donup kalıyorum o.O Tey tey....

Bugun dershanede bi öğretmenimin son günüymüş. Anlaşması dolmuş. Kpss hazırlanması gerekiyomuş. Dershane hayatı yorucu tabi haftanın 6 günü tüm gün her çeşit insana muhattap ol. Şimdi öyle birşey var kadına bayılıyorum. İdolüm neredeyse. Branşı fizik. Çokda güzel anlatıyo ^.^

29 Mayıs 2009 Cuma

Noluyo Lan banaaa :s


Pek melankolik hava seziyorum su ara.
Mutsuzluk çizgisi üzerinde yürüyerek dengemi bulma çabasındayım.

Ne denli saçma bir durum değil mi?
Ama ne zaman mutlu olsam bir hayal kırıklığı bi umutsuzluk doğuruyor. Sormadan edemiyorum
‘NEDEN!’ .Terside aynı düzüde aynı nedenin. Böyle bi hayatta yaşamak o kadar can sıkıcı ki.

Kelimelere sığmaz. Olur, olmaz şeylere bozuluyorum, sinir oluyorum…
Bende mi sorun var yoksa hayatın cilvesi mi bunlar veya ne bilim kader mi ki) o.O .
Ne olursa olsun canımı sıkmayı başarıyor gene 1–0 önde (:
Sağ olsun.

28 Mayıs 2009 Perşembe

Ben gibi....


Tarif edemediğim,

Beni benden alan bir sıkıntı…

Ne yapsam geçmiyor

Duvarlara çarpıp geri dönüyor

Eskisinin bi fazlası.

Derdim kendimden büyük dile gelmiyor.

Acıtıyor sol yanımı

Kaybediyorum kendimi…

Ölüm artık uzak gelmiyor kendime,

Kaçıp gitsem diyorum uzaklara

Karanlık kuytulara.

Kendimden geçsem diyorum,

Hatırlamasam geçmişimi,

Bir bir unutsam her şeyi.

Yeni bi hayatım olsa düzeni kurulmuş.

Gülen gözlerim olsa

Herkese mutluluk yaysam

Mutlu olsalar.

Onlarda benim gibi.

Kendimden mutluluk doğursam

Herkese yetecek kadar