21 Kasım 2009 Cumartesi

Dinle uzaktan.


Kendini bilmez tavırlarında elbet bir sonu olmalıydı.

Konunun içeriğini düşündükçe içinden çıkılmaz bir hale gelmesi mutlak hadiseydi. Aynı şeyleri beyinde yaşamak, kurgu dünyasının kapılarını aralamak gibi. Alışık olduğun düzen, kendi yarattığın yeni dünyanın senin istediğin kurallar doğrultusunda yürütülüyor akabindede ve gerçeklikle bağlantı kurup, yaşadığın yaşamın kesintilerine yapıştırıyorsun. Çaresizliktir nedeni. Mutsuz olmak sonucunu doğurur yinede ümit vardır sanki. Bir gün bakmşsın, bilmediğin yerdesin; kara delik. Yok oluşlar diyarı, mutsuzluk parkı. Bitiremediğim çümleye üç nokta koymaya kara verdim. Sonu belli değil ama yeni satıra geçme fikri daha cazip.

İçimdeki onu öldürdüm.Evet evet, bende katilim. Suçlu değilim ama böyle daha iyi ve mutluyum :):)


Dostluk herşeyden önemli. Dostlar siz çok yaşayın:)

1 Kasım 2009 Pazar

Gitsene



Hayatımda önemli yere koyduğum insanlar için kimse olmayı yediremedim ben kendime.
Eğer içmde anlamdırıyorsam onu, ondada anlamlaşmış olmalıyım.
Görünmez iplerle sarmışımdır ruhunu ruhuma ve saklamışımdır sevgimi derinde.
Görmezler, bilmezler içimi.
Ayrım yapmadan nasılda içime alıp büyütmüşüm sizi. Nasılda böyle bi hata yapmışım.
Asıl hata aslında herkezi kendim gibi bilmek.
Saflık bu olsa gerek.
Ama benim yapım bu.
Evet gene aynı hataya gene aynı şekilde yapıcam.
Yanlış zamanda, yanlış yerde, yanlış kişilerle.