14 Mayıs 2010 Cuma

Kaybolduk.


Kelimeler hükmünü yitirmiş üzerimden özgür kalmış uçurtma gibi uçup gitmiş bi başkasına senin benden gittiğin gibi sesin gibi...


Sesin ve hükmün benim için aynı açılara sahip söylesene kelimelerin kimlere ait bir zamanlar benim iken?


Yüklemler bizli iken kimlere yakıştırdın özneleri henüz üzerimde duran ağzından çıkan nefesin kimlere hayat verdi?


duvarda asılı duran portredeki boş yalnızlık gibi ne duruyorsun öyle kalabalık içinde?

Beni yoran hayat kadar mı yoruldun koşmak istediğin yarattığın kaosta?

bak şimdi sorular mı zor geldi yoksa cevaba nokta koymak mı?

Avuçların arasına al başını ve sor bi kendine;

olmak istediğim kişi bu mu

bulunmak istediğim nokta olmak istediğim ye mi?

Sadece sordum..


12 Mayıs 2010 Çarşamba


Çok şey istemem ben şu hayatta. Ben yastık bi döşek bide köpek. Köpekler itat eder korur kolar. Sever hem hele de mavi gözleri var ise dayanamam (Sibirya kurdundan bahsediyorum J ). Tek düşmanımız kedi olsun o kadar.

Fazla şey sahiplenmek istemem. Yarattığım düşünceler, beni doğuran kadın ham madde adam ve uçurtma ucuna bağlanmış sevgilerim. Ne kadar uçarsa o kadar güçlü bağ olur sevgimde. Bana ait hisler.

En kadar cümlelerim olsun istemem. Her şeyde eşitlikten söz ederiz. Bana göre değil yargılamak. En ne kadarsa alacağı değer odur. Gözümde büyütmem de alçaltmam da. Neyse “o” odur.

Zekice her şeyi bilmek istemem de ben. Fazla bilgi göz çıkarır aklını alır hatta akıl almaz olayların kapısını aralar. Ne kadar az bilgi o kadar az bela.

Ben en çok birine benzemek benzetilmek istemem. Ne onun kılığına girerim ne ona bürünürüm. Ben kendime has ve türümün tek örneğiyimdir. En güzeli de bu değil mi zaten.

3 Mayıs 2010 Pazartesi


Adım güneş olsa yağmuru severdim.

Birleştiğimiz yerden süzülüşünü izlerdim.

Berraklığını duruluğunu severdim.

Hayat ne deseler “Yağmur” derdim tek kelime.

Geleceğimize de gökkuşağı derdim.

Hayatıma kattığı duygulara benzetirdim.

Ardından geldiğini bilsem de,

Yıldırımdan da kıskanırdım onu.

Buluta emanet etsem de

Ona da güvenmezdim.

Dokunamamak beni kızdırsa da

Üstesinden gelir gökkuşağıyla avunurdum

İçimde beslerdim sevgisini

Bilirdim alay konusu olurdum

Derlerdi güneş ve yağmur imkansızlık

Derdim bende imkansızı seviyoruz

Uzaklığa aşık oluyoruz

Mesafelerle besleniyor alevleniyoruz

Göğüs geredim işte böyle

Ama.. ama.. Güneş değil ki adım..

1 Mayıs 2010 Cumartesi



Sonsuzlaştırdım diyebilirim içimdeki gerçeği

Derin düştü uyanmak istemedim

Türedi çoğaldı büyüdü büründü kılıfına

Sığmadı kalıplara bin çeşit renklerle giydirildi

Uyandığımda içime doğdu mezoşist

Günden güne kapladı içimi çevremi

Hakim olan oydu söylediklerim

Histi o bendi o

Koparıp fırlatmak vardı taa içimden

Yok etmek vardı bünyemden

Olmadı cellatlığı üstlenemedim bu sefer

Yenemedim o “beni”..